15 Mart 2010 Pazartesi

Dostlar ve Bayramlar

                                                14 . Mart 2010



     Bayramlar ve dostlar


     Bu gün 14 Mart Pazar. Tıp Bayramı.Yüze yakın hastam ve dostlarımdan kutlama mesajları aldım.15 Mart ‘da doğum günüm. Sevgili dostlarımla birlikte 12 mart Cuma gecesi Cumhuriyet Restoran da erken olarak hem benim doğum günümü,hemde 2 ayrı olayı da birlikte kutladık.


Dünya Rakı içme gününden sonra “Rakı seven Solcular” olarak her ay bir kere bir araya gelmeye karar vermiştik. 2 Şubattaki Rakı- Balık günümüzde Toplantıya katılanlar arasında Erhan Çayhan da vardı.O toplantılarımızın sürekli olmasını, yaratılan güzel dostlukların devamı için ,bu geleneği sürdürmeye karar vermiştik. Hatta aramızda, hayattan ayrılan bir dostumuz olsa dahi, o varmış gibi, kutlamayı kararlaştırmıştık.Ne yazıkki çok erken yaşta,Erhan Çayhan bize şaka yaptı.Hüznümüzü yas ‘a değil Yuğ ‘a çevirmek için, Sevgili Erhan ‘ın son istirahatgahın da ışık içinde huzurlu yatması, dostlarının onu her zaman en güzel haliyle hatırlıyacağını, yaşamında üreten,seven sevilen insanlar için ölümün bir son olmadığını, gönüllerde kurulan daimi dostluğun anısına ; kadehlerimizi Erhan’ın şerefine de kaldırdık.
    
      Eşlerimizin de katıldığı bu toplantıda 16 kişi vardık.Hafta sonu kalabalığı yüzünden servis az aksa da,benim için hazırlanmış doğum günü pastamı büyük bir keyifle kestim.61 yaşın bittiği çok mutlu bir doğum günü idi.İnsanın dostlarının olması kadar ,büyük zenginlik olamaz. Sabahattin Eyüpoğlu dostluğu tarif ederken ,şöyle anlatmış.
     “Tanrı’nın insanlığı, insan’ın tanrılığı gibi bir şeydir dost. Dost dünyanın tadı,yüreğin gözbebeğidir.Dost hem içinde hem dışındadır insanın,hem çok uzaklarda hem yanı başımızdadır.” Ne güzel tarif etmiş Eyüboğlu.


     Ben dostluğu , insanın muhtaç olduğu sevginin kaynağı olarak tanımlarım.Dostluk ancak iyi insanlar arasında gerçekleşebilir.İyilik ve erdemlilik,dostluğun en temel iki taşıdır.Bir insanın iyi olabilmesi içinde; doğruluk,dürüstlük,hakseverlik,ve cömertlik yolunu seçmesi gereklidir. Dostluğu hem doğuran hem de sürdüren erdemdir. Katıksız iyilik, erdemli kişide bulunur. Dostluk sürekliliği getirir. Süreklilik niteliği nin olamadığı yerde, dostluğun sözü edilemez. Sürekliliği de ancak erdemlilik sağlayabileceğine göre, bu nitelik iyiliğe sıkıca bağlıdır.


40 yılı aşkın dostluk beraberliğimizin hem keyfini daha fazla çıkarmak ve hem de daha da güçlendirmek için o akşam sevgili Semih Eryıldız’ ın önerisi ile her ayın ikinci Salı günü akşamı saat 20.00 de toplanmaya karar verdik. Sevgili Mehmet Yıldırım’ ın tanıdığı bir mekan varmış. “MER RESTORAN” . Yeri bulmak ta kolay. Yine Beyoğlu Nevizade de, Cumhuriyet restorandan Çiçek pasajına doğru giderken 3 dükkan ötede sağda. Özellikle hatırlatmada yarar görüyorum. Toplantıya gelmeyen dostlar,bir sonraki toplantıda çift ödeme yapacaklar. (Sevgili Fikret Çakır’ a özellikle hatırlatılır.) Ben bu anımı bir eski şiirimle noktalamak istiyorum. Bir aruz denemesi idi.O nedenle dil’i azıcık Osmanlıca kullanmıştım.


MEYHANEDE


Unutulur keder veren düşüncen,

Şarkılar söylenirken hep birden,

Ben burada tatlı anlar yaşarken

Gitme sakın ey dost , bizimle kal.



Şarkılar söylesin nazendeler hep,

Pembe ufuklara gidiversin meşhep,

Gitme sen dost ,neşemize ol sebep,

Gitme sakın ey dost,bizimle kal.



Dr. Erdem CANKAYA


6 Mart 2010 Cumartesi

8 Mart KADINLAR GÜNÜ ANISINA

KADINLARIMIZ



Kiminin elleri nasırlı ,çapa yapmaktan,

Kiminin parmakları nasırlı kalem tutmaktan,

Kiminin tırnaklarında oje rengarenk;

Kiminin avuçlarında kına,

Kimi kız kimi ana,

Onlar bizim kadınlarımız.

Kiminin başında son model şapka,

Kiminin başında sımsıkı türban,

Kimisi kısa etekli,kimisi çarşaflı,

Kimi kız kimi ana ;

Onlar bizim kadınlarımız.



Kurtuluş savaşında kağnıyı süren Elif,

Tabyada düşmana balta sallayan Nene hatun,

Atatürk ün elinden tutan küçük Ülkü,

Anzavura saldıran Yüzbaşı Kara Fatma,

Kimisi kız kimisi ana,

Onlar bizim kadınlarımız.



Okullarda aydınlağa yürüten öğretmenlerimiz,

Hastanede yaramızı saran hemşirelerimiz,

Kimisi fabrikada işçi,

Kimisi devlette memur,

Kimi kız kimi ana ,

Onlar bizim kadınlarımız.



Elleri öpülesi analarımız,

Sırtları sıvazlanacak bacılarımız,

İzmir den Hakkari ye, Kars tan Edirne ye kadar ,

Bizim kutsal varlıklarımız,

Namusumuz ,aşkımız, nurumuz,

Kimisi kız kimi ana;

Onlar bizim kadınlarımız.



Anadolu nun bereketi onlar,

Yiğitlerin anası onlar,

Dökülen kana ağlıyan,

Ölen cana dövünen,

Her yapıda emeği olan analar,

Saçlarının her teline kurban olduğumuz ;

Kadınlarımız;

8 Mart emekçiler gününüz kutlu olsun.



Dr. Erdem CANKAYA


06.03.2010 22.02