4 Nisan 2012 Çarşamba

Kaybolmuşluğun derinliğinde,
Korkularımız bir dost gibi yaklaşır bize,

Gül tarlasından geçerken,
Dikenlerin battığı yerde ;
Kanımızın rengini bile hatırlamayız.

Tebessümünü dudaklarında yakalayıp,
Gözlerinde aradığımız hüznü,
Avuçlayıp atamayız.

Bir çember gibi sarmıştır, hoyrat eller
Dikenler gibi batmaya hazır yumruklar,
Aynalara bakmağa utanırız.
Halbuki geçen zaman bizim hayatımız.

Yaratmayı bilmeden ; öldürmeyi öğrenen,
Tok karnımızın ,gözü aç arzuları
Değilmidir bizi mutsuz kılan ?

Verileni görmeyen,körleşmiş düşüncelerimiz,
Neyi ararki ,kendisine ait olmayan,

Yaşamayı bilmeden yaşayıp,
Erken ihtiyarlayan,
Bitmeyen arzularımız değilmidir ?
Varı yok edip ,yoktan anlamayan,
Yaşanmayan zamanın deresinde
Yüzmeye çalışan aptal ruhumuz.
Korkularımız,hırslarımız,
Doyumsuz arzularımız,
Bir eğe misali törpüler zamanı.
Yaşanmamış hayatın dehlizinde…
Dr. Erdem CANKAYA
Ataköy 04.04.2012 saat 04,00